GÜLESİN AĞBAL DEMİRER

Çorum Belediyesi, restorasyonu tamamlanarak ibadete açılan Ulu Camii bahçesinde başlattığı çevre düzenlemesi kapsamında tüm ağaçları keserek ortadan kaldırdı, ortaya 'siluet' çıktı. Hem de ‘Aşk’la…

Yoğun sosyal medya paylaşımları ile içerik üretme gayretinden anlaşılacağı üzere gündem olmayı seven bir belediye başkanımız var malum.

Ulu Camii bahçesindeki ağaç kesimi de gündem oldu olmasına da, bu kez öyle böyle değil, tepkinin dozu bir miktar fazla. Tepki gösterenler haksız da sayılmaz.

AĞAÇLAR GİTTİ, YEŞİL BİTTİ

Bilindiği üzere Çorum Belediyesi’nin Tarihi Kent Meydanı Projesi var. Meydan tarihi değil, ama etrafını çevreleyen Saat Kulesi, Taş Bina, Velipaşa Hanı Çöplü Çarşısı, Dikiciler Arastası ve nihayetinde Ulu Cami’nin siluetinin ortaya çıkarılması da bu tarihi projenin parçasıydı. Öyle de oldu, siluet ortaya çıktı çıkmasına da, bir çok ağaç kökünden kesildi, bahçe bitti, yeşil gitti, üstüne ağaçlarla birlikte cami bahçesindeki sosyal hayat yok oldu. Öyle ya, Ulu Camii silueti ne kadar güzel olursa olsun, güneşin altında kim oturmak ister değil mi?

ALKIŞLAR(!) BELEDİYE’YE

Belediye hakikaten ‘Aşk’la iki gün içinde işi kotardı. Başkaca çalışmalarda bu hızı görememiştik. Önceki gün akşama doğru bir açıklama gönderip Tokat Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün talebi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararı doğrultusunda cami bahçesinde ömrünü tamamlamış hastalıklı ağaçlar ile beden duvarları ve temeline zarar veren (bazı) ağaçların kaldırılacağını duyurdu. Ertesi gün ise yine aynı kurumlar adres gösterilip içine ‘siluet’ katılarak ağaçların bazıları değil, tamamı belediye marifetiyle yok edildi.

Böylece ‘Belediye ben yapmadım, o kurumlar talep etti’ demeye getirdi.

OLMALI, OLMALI…

Olaylar örgüsüne biraz kafa yorunca; Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün mülkiyetindeki Ulu Cami’de çevre düzenlemesi yapılması için Çorum Belediyesi’nin resmi bir müracaatı olmalı diye düşünüyoruz. Yoksa durup dururken Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nce bahçede böyle tasarrufta bulunulması talep edilmemiştir herhalde.

‘Aşkla ağaçların tamamını kesmenin’ üzerine biraz daha kafa yoralım; ağaçların tarihi yapının statiğini olumsuz etkilediğine dair her halde bir Orman Mühendisi, bir Ziraat Mühendisi ve bir İnşaat Mühendisi raporları da yazışmalara ilave edilmiş olmalı. Bitmedi, sonrasında Ankara Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararı da çıkınca, Belediye yöneticilerine tüm prosedürler kâğıt üstünde tamam görünmüş olmalı.

KİME SORDUNUZ?

Amma velakin öyle olmadı işte! Kâğıt üstünde size tastamam görünen şeyler(!) mâşerî vicdanda sizde uyandırdığı etkiyi uyandırmıyor. Hatta tam tersi etki-tepki yapıyor. Bir ‘meydan’ muhabbetidir gitti gidiyor. Siz Çorum halkına, cami şadırvanında abdest alana, ağaçların gölgesinde oturup dertleşene, iki sözün belini kırana, gölgelenene sordunuz mu? Ağaçlı mı, ağaçsız mı bir Ulu Cami istiyorlar? Ulu Cami her haliyle güzel. Bahçesinde ağaçların olduğu bir Ulu Camii silueti daha bir güzel. Kim ne derse desin. İstanbul’da bahçesinde tek bir ağaç olmayan bir tane selatîn camii gösterin, gösterin de içimiz birazcık ferahlasın bari.

Hasta ağacı anlarız, yapının temeline zarar verdiğini anlarız da, tüm ağaçların hepsinin birden hasta olmasını, tamamının cami temeline zarar verdiğini… Kusura bakmayın beyler(beylerden kastım sadece bu işin muhatapları), bunu anlamamızı (inanmamızı mı demeliydim) beklemeyin bizden.